Tribünlerde yerimizi alıyoruz ki “Cim Bom Bom kümeye“ sesleri, garip kişinin aynayla dargın olması buymuş demek. Sen bu fırsatı verirsen zirvedeki de, dipteki de dalgasını geçer. Hiçbir şeye ihtiyacı olmamıştı Galatasaray’ın devre arasına olduğu kadar. Kalan son 3 maç hepsini kazanmak zorunda yoksa tufan. Bazı taraftarlar maçın arifesinde Florya’ya hıyar bırakıyor ağzına geleni söylüyor, başta Servet olmak üzere tümü nasiplerini alıyor, bu da kötü gün dostluğunun ironik hali herhalde… Maç başladı işin rengi belli oldu, balık baştan kokar misali. Konuk takım futbol oynamaya diğeri oynatmamaya çıkmış. Kewell, Pino ve Hakan Balta’dan şık imzalar buna rağmen düşündürücü bir sürü sorun. Öncelikle merkezde Ayhan’dan başka ayağa top oynayan yok zaten akşamı kurtaran yine aynı krampon. Barış, Cana ve ilk golün asistini yapmasına rağmen Aydın, pas özürlüler iki pas yapsınlar üçüncü isabetli olsun dişimi kırayım, kısaca kazma kürek hikayesi. Hagi’nin, Servet’i yanına çekip Gökhan Zan’ı kullanması doğru hareket. Zira yıpratılmış isimlerden artık fayda beklemek abesle iştigal olur.
Galatasaray istediğini aldı, bir anlamda yara sardı, bir nebze moral kazanıldı. Futbol adına Neill, Ayhan ve Kewell, Kasımpaşa’dan Yekta iyi işler yaptılar. Evet başta da söyledik devre arası çok önemli. Bazı arkadaşlarla yollar ayrılacak, bazıları kendine gelecek. Tabii bununla da bitmiyor Hagi oturup bir yıl sonranın planını yapmak zorunda ama bir kamyon dolusu balkan formalı futbolcuyla değil, takım oyunu oynayacak, biraz da gözümüzü okşayacak, unutmadan asla ve asla ‘kazma’ olmayacak!